NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
هَنَّادُ
بْنُ
السَّرِيِّ
عَنْ
عَبْدَةَ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ
إِسْحَقَ عَنْ
بُكَيْرِ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
الْأَشَجِّ
عَنْ
سُلَيْمَانَ
بْنِ يَسَارٍ
عَنْ
مَيْمُونَةَ
زَوْجِ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَتْ
كَانَتْ لِي
جَارِيَةٌ
فَأَعْتَقْتُهَا
فَدَخَلَ
عَلَيَّ النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَأَخْبَرْتُهُ
فَقَالَ
آجَرَكِ اللَّهُ
أَمَا
إِنَّكِ لَوْ
كُنْتِ
أَعْطَيْتِهَا
أَخْوَالَكِ
كَانَ
أَعْظَمَ
لِأَجْرِكِ
Nebi (s.a.v.)'in hanımı
Meymûne'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir;
Bir cariyem vardı O'nu
âzad ettim. Peygamber (s.a.v.) yanıma girdi. O'na bunu haber verdim. Bunun
üzerine şöyle buyurdu:
“Allah sana ecrini
versin. Gerçekten sen onu dayılarına verseydin, savabın daha büyük
olurdu."
İzah:
Buhârî, hibe; Müslim,
zekât
Hadis-i şerîf akrabaya
yapılan hibenin köle âzad etmekten daha efdal olduğuna delâlet eder. Tirraizî,
Ahmed b. Hanbel ve Nesâî'nin tahriç ettikleri şu hadis de bu mânâyı te'yid
eder:
"Fakire verilen
sadaka sadece bir sadakadır. Akrabaya verilen sadaka hem sadaka, hem de
akrabayı gözetmedir."
Ancak bu hüküm mutlak
değildir. Peygamber (s.a.v.)'in beyânlarına göre akrabaya yapılan hibenin köle
âzad etmekten evlâ olması, akrabanın hizmetçiye muhtaç olmasına
bağlıdır.Akrabanın ihtiyacı yoksa köle âzad etmek, akrabaya hibe etmekten daha
evlâdır. Çünkü Peygamber (s.a.v.) Tirmizî ve İbn Mâce'nin tahric ettikleri bir
hadiste şöyle buyurmuştur: "Kim müslüman bir köleyi âzad ederse Allah
cinsiyet uzvuna varıncaya kadar kölenin her uzvuna karşılık onun bir uzvunu
cehennemden âzad eder."
Bu hadis kadının kendi
malından kocasının izni olmaksızın infak edebileceğine, akrabalara iyilik
yapmanın faziletine, annenin akrabasına saygı gösterip önem vermek gerektiğine
delâlet eder.